Popüler Makaleler
Omurilikten çıkan sinir köklerinin sıkışmasına bağlı olarak...
KİREÇLENME
Hepimiz kireçlenme olarak bildiğimiz “artroz” eklemlerde bozulma anlamına geliyor. En çok dizlerde görülüyor. İhmal edilmesi durumunda çok ciddi sorunlara yol açabiliyor. Artrozu aşmanın yolu ise hangi yaşta olursa olsun spor yapmaktan ve kilo almamaktan geçiyor. Kireçlenme ya da artroz, eklemlerde zorlanma ve hareketlerde kısıtlanma yaratan kronik bir hastalık. Bu hastalığın görülme sıklığı yaş ilerledikçe artıyor. Kadınlarda erkeklere oranla daha fazla rastlanan artroz eklem çevresinde ağrıya ve şişliğe yol açıyor.
Hastaların hareketini engelleyen artrozlar görülüş sıklığına göre iki grupta toplanıyor. Birincisi kalça, ikincisi ise dizler. Kalçada artroz meydana geldiğinde ve artroz ilerleyip hasta yürüyemez hale geldiği zaman tek şans protez ameliyatıdır. Ancak dizlerde durum farklı bu bölgede artrozun ilerlemesini kontrol altına almak daha kolay. Dolayısıyla diz eklemi içinde küçükte olsa bir sorun başladığında o hasta gecikmeden tedavisini olursa bu hasta da problemler ilerlemeden durdurulabilir.
Artrozun nedenleri
En önemli nedenlerinin başında vegetatif sinir sistemi ve buna bağlı olarak ta sirkülasyon sorunlarıdır. Yaşla birlikte eklemlere binen stresin oluşturduğu deformasyonlar, eklem içi kırıklar ve yaralanmalar bu hastalığa yol açan nedenlerdendir.
Bozulmaya yol açan nedenler ikiye ayrılıyor:
Primer bozulma: Primer bozulmanın sebepleri bugün kesin olarak bilinemiyor. Yaş, ırsiyet gibi faktörler bu grupta sayılıyor. Ancak yapılan araştırmalar yakın gelecekte esas nedenlerin bilinebileceğini ortaya koyuyor.
Sekonder bozulma: Eklemdeki geometrik yapıyı bozan sebepler sekonder bozulma içinde yer alıyor.
Örneğin, kalçanın çocukluktaki gelişimi ile ilgili bir problem söz konusu olduğunda diz ekleminde açısal bir deformitenin bulunması halinde buradaki geometrik bozukluk ileride eskimeye ve dolayısıyla artroza neden oluyor.
Yaş ilerledikçe dikkat edilmelidir.
Yaşlanan bedende ömrünü tamamlayan veya yaralanma sonucunda ölen hücreler çoğunlukla yerini yenilerine bırakıyor. Hastalığın seyri sırasında, kıkırdak dokusunun harap olması ile eklem mesafesi daralıyor ve dolayısıyla eklemi oluşturan kemikler birbirlerine yaklaşıyorlar ve yakın temasta olabiliyorlar.
Bu durum da zamanla eklemlerde özellikle dizde artroza sebep oluyor. Eklemler birbirine geometrik olarak tam uyumlu yüzeylerdir. Bu dokularda problem varsa ve harekete engel ise vaktinde önlemini alırsak bir problem çıkmaz. Ama yaşadıklarımız bize gösteriyor ki, biz dize koruyucu ve kollayıcı müdahaleleri hep çok geç yapıyoruz. Halbuki zamanında müdahale etsek hastalar o dizleriyle yaşamları boyunca yaşayabilecek. Bu sorun en çok kadınlarda görülüyor. İki dizin parantez bacak haline gelmesi en çok rastlanan sorunların başında geliyor. Kadınlarda diğer bir etken ise; menopoz sonrası hormonel etkenlerde yer alır.
Eklemde deformasyonlar görüldüğünde, geometrik yapının bozulması anlamına gelir. Bu durum diz eklemindeki yüklenmelerde asimetri yaratıyor. Eklem yüzeylerine eşit dağılması gereken kuvvet bir tarafta toplanınca aşınma oluyor. Aşınma sonucu kemiğin üstündeki kıkırdak doku bozuluyor. Bu tarz bozukluklar çoğunlukla 40 yaş üstü ortaya çıkıyor. O zaman Osteopati yada Ortopedik manuel terapi (OMT) yöntemleri uygulanırsa açısal bozukluğu düzeltilir, hayatı boyunca rahat edecektir. Kişi tedavi olmaz ise eklem protez cerrahisine kadar gider.
Dizde artrozun getirdiği sorunları yaşamamanın yolu her yaşta spor yapmaktan geçiyor. Genellikle yaşlılıkta insanlar kendi köşelerine çekiliyorlar. Oysa yaşlılıkla birlikte şişmanlamanın de getirdiği risk faktörü ile dizlere binen yük artıyor. Bu da dizlerde daha çok artroz görülmesine yol açıyor.
Bu noktada en önemli koruyucu faktör egzersiz yapmak ve her yaşta hareketli olmak. Bunun yanında artroz tedavisinde ilk amaç protez tedavisine gerek kalmadan dizi doğal hali ile kullanılabilir hale getirmek. Bunun ilk şartı erken teşhis. Bu sebeple merdiven inip çıkarken, oturup kalkarken dizlerinde sorun yaşayanların doktora başvurması öneriliyor. Geç kalındığındaysa tek tedavi yolu protez.
Protez ile ağrı, hareket kısıtlılığı ve eklemlerde şekil bozuklukları düzeltilip, hastaların baston ve benzeri yardımcı malzemelere gerek duymadan yürümeleri sağlanıyor. Ancak burada protezin ömrünün ortalama 10 yıl olduğunu unutmamak gerek. Bu nedenle doğal olanı korumanın ana prensip olması gerektiğini unutmamalıyız. Kaldı ki protez taktırmak sorunların bittiği anlamına gelmiyor.